Hz. Âişe (r.a.) vâlidemiz anlatıyor:
* Bir gün cehennemi hatırlayıp ağladım. Resûlullah (s.a.v.):
* Niye ağlıyorsun? diye sordu.
*Cehennemi hatırladım da onun için ağladım! Siz, kıyâmet günü, âilenizi hatırlayacak mısınız? dedim.
Buyurdu ki:
* Üç yerde kimse kimseyi hatırlamaz:
1) Mîzan yanında; tartısı ağır mı geldi, hafif mi öğreninceye kadar.
2) Sahifelerin uçuştuğu zaman; kendi defteri nereye düşecek, öğreninceye kadar… Sağına mı, soluna mı; yoksa arkasına mı? 3) Sıratın yanında; cehennemin iki yakası ortasına kurulunca, bunu geçinceye kadar. (Ebû Dâvud, Kitâbüs-Sünne, 4755)
Bilindiği gibi Mîzan, âhirete îmânın bir cüzüdür.
Ehl-i Sünnet vel-Cemaat âlimleri, icmâ ile Mîzan haktır demişlerdir.
Hadis-i şeriflerle olduğu gibi, Kur’ân’la da sabittir.
Âyet-i kerimede, Biz kıyâmet gününe mahsus adâlet terazileri koyacağız.
Artık hiçbir kimse hiçbir şeyle haksızlığa uğratılmayacaktır.
(O şey) bir hardal tanesi kadar bile olsa, onu getiririz (mizâna koyarız). Hesapçılar olarak da biz yeteriz. (S. Enbiyâ, 47) buyuruluyor