www.ahdevefa.liyiz.biz
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

www.ahdevefa.liyiz.biz

XxHackeDxX
 
AnasayfaGıyabenGaleriLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Sabra verilen sevap!

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
nergiz
Dost Üye
Dost Üye
nergiz


Mesaj Sayısı : 152
Nerden : adana
Ünvan : nergiz
Rep Puan : 11
Kayıt tarihi : 08/06/08

Sabra verilen sevap! Empty
MesajKonu: Sabra verilen sevap!   Sabra verilen sevap! Icon_minitimePerş. Tem. 24, 2008 12:28 pm

Bir Sahabi Efendimize şöyle sordu:

Ya ResulALLAH, bana öyle bir şey haber ver ki onu yapınca cennete gideyim!
-Şöyle cevap verdi ALLAH Resulü, cennete gitmek isteyen adama:

"ALLAHın senin hakkındaki kaza ve kaderine razı ol, şikâyet etme, istediğine kavuştun gitti! "

- Neden böyle? Çünkü insanın hayatında hep iyi şeyler yaşanmaz. Bazen yokluk, hastalık, çeşitli sıkıntılar hayatı sıkar, zorlaştırır. Dayanma gücünü azaltabilir..

İşte böyle zor anlarda ALLAHın takdirine rıza göstermek, Müslümanın temel vasfıdır. Şayet bu temel vasfını koruyabilirise tabi.Bu vasfın imanlı insana kazandırdığı misilsiz sevabı Efendimiz (sas) bir hadislerinde şöyle ifade buyurmuşlardır Hayret edilir müminin ALLAHın takdiri karşısındaki teslimiyetine. ALLAH (cc)O'na üzücü bir musibet verse sabreder kazanır. Sevindirici bir nimet lütfetse şükreder kazanır! Daha doğrusu kadere razı olan mümin, başına gelen her hali teslimiyetle karşıladığından rahatlık gelse de kazanır, sıkıntı gelse de kazanır. Kadere razı olma hali onu her halde kazanma durumuna yükseltir.

Şurası bir gerçektir ki; insan, hayatı boyunca maruz kaldığı sıkıntı ve musibetlere ne kadar dayanır, sabır ve teslimiyetle mukabele ederse o nisbette olgunlaşır, ALLAH yanında makamı yükselir.

Bu konuda bir hadislerinde Efendimiz (sas) Hazretleri şöyle buyuruyor:

Sıkıntı ve musibetlere sabreden insanlar ALLAH yanında öyle yüce makamlara mazhar olurlar ki, ibadetleriyle o makamlara çıkamazlar!


Nitekim bu konuyu bir misalle izah eden Lokman Hekim de şöyle der:

Nasıl madenin kıymetlisi ateşe verilince üzerindeki pası dökülüp altından öz cevheri meydana çıkarsa, ALLAHın sevdiği kulları da maruz kaldıkları musibetleri teslimiyet ve sabırla karşılayarak olgunlaşır, ALLAHın saf, temiz kulları olduklarını meydana çıkarmış olurlar.

Başa gelen musibet ve sıkıntıları ikiye ayıran alimlerimiz derler ki:

Kulun maruz kaldığı musibetler bazen makamının yükselmesi için olur. Bazen de işlemiş olduğu günahın cezasının ahirete tehir edilmeyip burada verilmesinden dolayı olur. Her iki hal de kulun lehinedir. Kul bu inceliği bilirse tabii.

Bu konuda yaşanmış şu olay fevkalade çarpıcı bir belge mahiyetindedir. Sahabeden bir zat, cahiliye devrinde tanıdığı bir kadınla karşılaşır yolda. Sohbetten sonra ayrılıp da giderken kadına doğru bakarak yürüdüğünden ayağı çukura girip yere düşer, kolu kırılır. Doğruca Resulüllahın huzuruna gelen sahabi, durumu aynen anlatınca Efendimiz (sas) şöyle açıklamada bulunur:

ALLAH, bir kulunu severse onun işlemiş olduğu günahının cezasını burada takdir eder, ahirete tehir etmez! Böylece kul, burada cezasını çektiğinden ahirette kurtulur. Anlaşılan kolun kırılması, geriye doğru ısrarla bakmanın dünyevi bir cezası olarak yorumlanmıştır.

Başa gelen sıkıntı ve üzücü o olaylar ister makamın yükselmesi için gelsin, isterse günahın cezası olarak musallat olsun sonuçta sabreden kazanır. Hatta kaybediyor gibi görünürken kazanır. ALLAHın takdirine rıza inancı insanı böylesine teslimiyetli hale getirir. Bu inanç sıkıntılara dayanma gücü verir, imanlı insanlar kolay kolay yıkılmaz, hep ayakta dururlar. Başkalarının boğulduğu yerlerde onların ayakları bile ıslanmaz.

Aslında korkulacak musibet dine gelen musibettir. Dinin emrini yaşama imkanından mahrum kalma musibetidir. Bu musibetin insana kazandıracak bir şeyi yoktur. Ama dünyevi musibetler zahmetini burada bırakır rahmetini ahirete seninle gönderir. Onun kazancı kesindir

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Sabra verilen sevap!
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
www.ahdevefa.liyiz.biz :: İSLAM VE KUR'AN :: Hadis-i Şerif-
Buraya geçin: