yalniz_kral Dost Üye
Mesaj Sayısı : 98 Yaş : 37 Rep Puan : 9 Ruh Hali : Kayıt tarihi : 02/07/08
| Konu: KIRLANGICIN AŞKI Paz Tem. 06, 2008 10:14 am | |
| Kirlangiç’in biri, bir adama asik olmus. >Penceresinin önüne konmus, bütün cesaretini >toplamis, röfleli tüylerini kabartmis, güzel >durduguna ikna olduktan sonra… >Küçük sevimli gagasiyla cama vurmus. >Tik… Tik… Tik. >Adam cama bakmis. >Ama içeride kendi isleriyle ugrasiyormus. >Bir mesgulmüs, bir mesgulmüs! >Kimmis onu isinden alikoyan? >Minik bir kirlangiç! > >Heyecanli kirlangiç, telasini bastirmaya çalisarak, >deriiin bir nefes almis sirin gagasini açmis, sözcükler >dökülmeye baslamis: >Hey adam! Ben seni seviyorum. Nedeni’ni, niçin’ini >sorma. Uzun zamandir seni izliyorum. Bugün cesaret >buldum konusmaya. Lütfen pencereyi aç ve beni içeri al. >Birlikte yasayalim. >Adam birden parlamis. >Yok daha neler? >Durduk yerde sen de nereden çiktin simdi? >Olmaz, alamam! demis. >Gerekçesi de pek sersemceymis: >Sen bir kussun! Hiç kus, insana asik olur mu? >Kırlangiç mahçup olmus. >Basini önüne eğmis. >Ama pes etmemis, bir süre sonra tekrar pencereye >gelmis, gülümseyerek bir kez daha sansini denemis: >Adam, adam! Hadi aç artık şu pencereni. Al beni içeri! >Ben sana dost olurum. Hiç canini sikmam. >Adam kararli, adam israrli: >Yok, yok ben seni içeri alamam demis. >Biraz da kaba miymis, neymis, lafi kisa kesmis: >isim gücüm var, git basimdan! >Aradan bir zaman geçmis, kirlangiç son kez adamin >penceresine gelmis: Bak soguklar da basladi, üsüyorum >disarida. Aç su pencereyi al beni içeri. Yoksa, sicak >yerlere göç etmek zorunda kalirim. Çünkü ben ancak sicakta >yasarim. Pi_man olmazsin, seni eğlendiririm. Birlikte yemek >yeriz, bak hem sen de yalnizsin! Yalnizligini paylasirim… >demis. Bazilari, gerçekleri duymayi sevmezmis. >Adam bu yalnizlik meselesine içerlemis. >Pek bir sinirlenmis. >Ben yalnizligimdan memnunum demis. >Kustan onu rahat birakmasini istemis. >Düpedüz kovmus. > >Kirlangiç, son denemesinden de basarisizlikla çikinca, >basini önüne egmis, çekip gitmis. >Yine aradan zaman geçmiş. Adam, önce düşünmüş, sonra kendi >kendine itiraf etmiş: Hay benim akılsız başım demiş. > >Ne kadar aptallik ettim! Beklenmedik bir anda karsima çikan bir dostluk firsatini teptim. Niye onun teklifini kabul >etmedim ki? simdi böyle kös kös oturacagima, keyifli vakit >geçirirdik birlikte. Pisman olmus olmasina ama is isten >geçmis. Yine de kendi kendini rahatlatmayi ihmal etmemis: >Sıcaklar baslayinca, kirlangicim nasil olsa yine gelir. >Ben de onu içeri alir, mutlu bir hayat sürerim. >Ve çok uzunca bir süre, sicaklarin gelmesini beklemis. >Gözü yollardaymis. >Yaz gelmis, baska kirlangiclar gelmis. >Ama… >Onunki hiç görünmemis! > >Yazin sonuna kadar penceresi açik beklemis ama bosuna. >Kirlangiç yokmus! Gelen baska kirlangiclara sormus ama gören olmamis. Sonunda danismak ve bilgi almak için bir bilge kisiye gitmis. Olanlari anlatmis. >Bilge kisi gözlerini adama dikmis ve demis ki: > >Kirlangiçlarin ömrü alti aydir… | |
|
Mu@YMe Reisül Küttap
Mesaj Sayısı : 615 Yaş : 48 Rep Puan : 57 Ruh Hali : Kayıt tarihi : 24/05/08
| Konu: Geri: KIRLANGICIN AŞKI Paz Tem. 06, 2008 11:06 am | |
| emeğine sağlık kardeşim çok güzel bir konu
elimizdeki değerleri kaybetmeden kıymetini bilmek gerekli
Paylaşım için teşekkürler HAKK teala razı olsun | |
|