<H3 style="MARGIN: 6pt 0cm; TEXT-INDENT: 22.7pt">NAMAZINI KAÇIRMAMIŞ
Zenbilli Ali Efendi, Bayezid-i Veli camisinin açılışında na­maz için toplanmış olan cemaate mihraba yakın bir yerden şöyle diyordu:
- Cemaat-i Müslimin! İçimizde ilk namazda imamlık yap­maya lâyık bir çok zevat vardır. Hangisini ötekisine tercih edeceğimizi bilemez hâle geldik. Bu durumda sizlere şöyle bir teklif sunuyorum. Baliğ olduğu günden şu ana kadar hiç­bir namazını terk etmemiş kim varsa namazı o kıldırsın. Şim­di lütfen böyle olan zat mihraba geçsin, bekliyoruz.
Cemaat bir anda sükut kesilmişti. Kimse yerinden kalkmı­yor, mihraba geçmiyordu. Bir kişi Zenbilli'ye doğru yürüdü, kulağına eğildi ve:
-Rabb'ime şükürler olsun, şehzadeliğimde ve sultanlığım­da, hazarda da, seferde de bir vakit namazımı terk etmedim, dedi.
Bu sözlerden sonra mihraba geçti. Yüreklerde coşku ve ürperti hasıl eden bir sesle ellerini kaldırdı ve:
-Allahu Ekber! dedi.
İmam, Sultan İkinci Bayezid Han'dan başkası değildi.
Bir millet nasılsa, öyle idare edilir. Bir şeyin içinde ne varsa üzerindeki onun kaymağıdır, o şeyin özelliklerine daha çok havidir. Bu hâdisede olduğu gibi, ihtimal Os­manlı süzülse idi, Sultan olarak karşımıza yine aynı şa­hıslar çıkardı.
<hr align=left width="33%" SIZE=1>
</H3>