www.ahdevefa.liyiz.biz
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

www.ahdevefa.liyiz.biz

XxHackeDxX
 
AnasayfaGıyabenGaleriLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Efendimiz’in aileye verdiği önem

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
nergiz
Dost Üye
Dost Üye
nergiz


Mesaj Sayısı : 152
Nerden : adana
Ünvan : nergiz
Rep Puan : 11
Kayıt tarihi : 08/06/08

Efendimiz’in aileye verdiği önem Empty
MesajKonu: Efendimiz’in aileye verdiği önem   Efendimiz’in aileye verdiği önem Icon_minitimeÇarş. Haz. 11, 2008 10:15 pm

Efendimiz’in aileye verdiği önem Efendimizinn11sp6


Efendimiz’in aileye verdiği önem
Peygamber (S.A.) Efendimiz aileye çok önem ve değer vermiştir. Çünkü gönderildiği kitle ailelerden oluşmaktadır. Ailenin sıhhati için Peygamber Efendimiz’i (S.A.V.) örnek almalıyız. O bize Rabbimiz tarafından örnek olarak gönderilmiştir. O’nun her yaptığını iyi anlamalı ve anladıktan sonra hayatımıza tatbik etmeliyiz. Eşi bulunmaz örnek Efendimiz (S.A.V.) ilk evliliğini yirmi beş yaşında, kendisinden onbeş yaş büyük ve dul olan bir hanımla (Hatice validemizle) yapmış, elli yaşına varıncaya kadar gençliğini bu tek hanımıyla yaşamış, çevresinde yaygın bir adet olmasına rağmen ikinci bir eş edinmemiştir. Neslini devam ettiren çocuklarının da annesi olan sevgili eşi vefat ettikten sonra yaşlı, genç birden fazla hanımla evlenmiş ve geride kalan on üç yılını bu hanımlarına manevi zenginlik ve mutluluk bahşederek geçirmiştir. Daha sonraki eşlerini edinmesinde her birine ait siyasî, ictimai, ahlâkî, dinî sebepler ve hikmetler vardır. Ayrıca ümmetinde birden fazla hanımla evlenme bir sosyal vakıa olacağından bunlarla, Allah'a kulluk çerçevesinde bir aile hayatı yaşamanın eşi bulunmaz örneği verilmiştir... İmkan bulanlarınız evlensin Efendimiz (S.A.V.) evlenmeyi teşvik etmiş, Allah'a daha fazla ve daha iyi kulluk edebilmek için evlenmeyi teşvik etmiş aile hayatını terk etmek isteyenleri bundan vazgeçirmiştir. Sahabeden üç kişi Resulullah'ın eşlerinden birine O'nun günlük ibadet hayatını sormuşlar, durumu öğrenince kendi ibadetlerini az bulmuşlar ve o andan itibaren kendilerini ibadete vermeyi kararlaştırarak; birisi gece sabahlara kadar namaz kılmaya, ikincisi her gün oruç tutmaya, üçüncüsü de aile hayatı ile ilgisini kesmeye azmetmişlerdi. Hz. Peygamber yaptıklarını öğrenince yanlarına geldi ve şöyle buyurdu: "Yemin ederim ki ben hepinizden daha fazla Allah'tan korkar ve O'nun koyduğu sınırlara riayet ederim, fakat (aynı zamanda) nafile oruç tuttuğum da olur, tutmadığım da, gece namaz da kılarım uyku da uyurum, kadınlarla da evlenir aile hayatı yaşarım; şimdi kim benim yolumdan ayrılırsa benden değildir." (Buhari, Nikâh, 1). O gençlere hitaben şöyle buyuruyor: "İmkân bulanlarınız evlensin; çünkü gözü ve iffeti en iyi koruyan evliliktir..." (Buhari, Nikâh, 2-3.) Efendimiz’in talimatından çıkan sonuca göre imkanı müsait ve evlilik hukukuna riayet edebilecek olan kimselerin evlenmeleri gereklidir. Evlenmeyi kolaylaştırdı Evlenmeyi kolaylaştırmış, şeklini, şartlarını ve maddi külfetini asgariye indirmiştir. Şahitler huzurunda yapılmak veya vekillerinin yahut da velilerinin bir araya gelerek irade beyanında bulunmaları (seninle evlendim, seni eş olarak kabul ediyorum gibi örf ve adete uygun bir ifadede bulunmaları) evliliğin oluşması için yeterlidir. Erkeğin kadına vereceği veya borçlanacağı mal (mehir) sembolik düzeyde olabilmektedir. Akit esnasında mehrin zikredilmemiş olması akdin sıhhatine mani değildir. "Haydi al da git…" Efendimiz (S.A.V.) bir gün ashabı ile birlikte bulunurken bir kadın yanına gelmiş ve mehirsiz olarak O'nunla evlenmek istediğini bildirmişti. Peygamberimiz (s.a.) kadına baktı, sonra tekrar başını önüne eğdi, kadın O'nun, evlenme konusunda bir hükme varmadığını görünce bir kenara oturdu. Sahabeden biri ayağa kalkarak "Ya Rasûl! Eğer siz onunla evlenmek istemiyorsanız benimle evlendirin" dedi. Efendimiz -adama- kadına verecek birşeyinin olup olmadığını sordu, olumsuz cevap alınca da "Git bir ailene bak, belki birşeyler bulursun"dedi, adam gitti ve eli boş döndü. Resulullah "Bak, demirden bir halka da olsa olur" dedi, adam gidip aradı yine eli boş döndü ve "Demirden bir halka yüzüğüm de yok, yalnızca üzerimdeki alt giysim (izarım) var" dedi (adamcağızın üst giysisi bile yoktu). Efendimiz "Alt giysini nasıl vereceksin; sen giysen o giyemez, o giyse sen çıplak kalırsın" dedi, adam yerine geçip oturdu, aradan uzunca bir süre geçince de ümidini keserek kalkıp gitmeye yöneldi. Peygamberimiz onu geri çağırtarak Kur'an-ı Kerim'den ezbere bildiği kısımların olup olmadığını sordu, birkaç sureyi ezbere bildiğini öğrenince de şöyle buyurdu: "Haydi al da git, bildiğin surelere karşı bunu sana veriyorum" (Buhari, Nikah, 14). O'nun ve eşlerinin büyütüp yetiştirerek, cariye ise azad ederek, engeli varsa yardımcı olarak evlendirdiği birçok erkek ve kadın olmuştur. Dört özellik Ailede eşlerin amaca uygun olarak seçilmesi çok önemlidir. İnsanların eş seçiminde kullandıkları ölçüler farklıdır ve çoğu kez geçici hevesler ve zevklerin etkisi söz konusudur. Bu sebeple Resulullah (s.a.) Efendimiz ümmetini eş seçimi konusunda uyarmış ve sağlam ölçüler getirmiştir. Bir hadiste şöyle buyurmuştur: "Kadın dört özelliğinden dolayı seçilir: Malı, soyu sopu, güzelliği ve dindarlığı; evlilikten hayır görmen için eşin dindarını seç!" (Buhari, Nikah, 15) Ashabı ile beraberken yanlarından bir adam geçti. Efendimiz "Bu adam hakkında ne dersiniz?" diye sordu, "Bu kişi bir kızı isterse verilir, bir iş için aracı olursa geri çevrilmez, konuşursa dinlenir" dediler. Bir müddet sükut ettiler, sonra Müslümanların yoksullarından biri geçti, Efendimiz "Bu adam hakkında ne dersiniz" diye sorunca sahabe: "Bu adam birinden kız istese vermezler, bir iş için aracı olup ricada bulunsa geri çevirirler, konuşsa dinlemezler." cevabını verdiler. Peygamberimiz "Bu fakir, öbür zengin gibi dünya dolusu insandan daha hayırlıdır." buyurdular. (Buhari, Nikah, 15). Zengin ve güzel bir dul kadınla evlenmek istediğini söyleyerek fikrini soran bir sahabeye kadının doğurgan olup olmadığını sormuş, çocuğu olmadığı cevabını alınca "çocuğu olanı tercih et" buyurmuştur. Peygamberimizin bu değerlendirmelerine göre eş seçiminde öncelik dindarlık ve ahlaka verilecek, diğer iyi ve güzel vasıflar önem bakımından ikinci sırada tutulacaktır. Kalk toprak babası Birinin babası, diğerinin amcazadesi olan Efendimiz bir gün Fatıma annemizin evine gelmiş ve Hz. Ali'yi evde bulamamıştı. Kızına "Amcamın oğlu nerede?" diye sorduğunda şu cevabı aldı: "Aramızda bir şey oldu, bana kızıp dışarı çıktı, öğle istirahatini benim yanımda yapmadı." Bu cevap üzerine Peygamberimiz birisini, Hz. Ali'yi aramak üzere gönderdi, arayan kişi biraz sonra döndü ve onun mescitte uyumakta olduğunu haber verdi. Efendimiz mescide geldiğinde Hz. Ali hâlâ uyuyordu, üzerinden ridası kaymış, vücudu toprağa bulanmıştı. Sevgili kayınpederi bir yandan mübarek elleriyle vücudundaki toprağı silerken diğer yandan "Kalk toprak babası, kalk toprak babası (Ebu Türab)" diyerek onu kaldırdı, beraber eve gittiler, kırgınlık ortadan kalktı, mutlu hayatın akışı kaldığı yerden devam etti. (Müslim, Fedailu's-sahabe, 3. Hz. Ali bu tatlı hatırasını yad eder ve en sevdiği adının "toprak babası, topraklı" mânâsına gelen "Ebu-Türab" olduğunu söylerdi. İlk kıvılcım Hz. Ali'nin, eşi Fatıma üzerine -ikinci bir eşle- evlenme teşebbüsünde ortaya çıkmıştır. Bunun Hz. Fatıma'yı üzeceğini, günaha sokabileceğini (fitne), ailenin huzur ve mutluluğunu gölgeleyeceğini düşünen Hz. Peygamber (S.A.V.) yangını ilk kıvılcımında önlemek üzere derhal harekete geçmiş, "Ali eşi Fatıma'yı boşamadıkça üzerine o kadını alamaz" demiş, sevgili damadı da eşini ve kayınpederini üzmemek, aile mutluluğuna gölge düşürmemek için bu teşebbüsünden vazgeçmiştir. (Buhari, Nikah, 109; Ebu-Davud, Nikah, 13; Avnu'l-Ma'bud, c. VI, s. 76-81). Ateşten koruyun Çocukların eğitim ve gelecekteki tutumlarından birinci derecede aileyi sorumlu tutmuştur. Allah Teala'nın "Ey iman edenler, kendinizi ve ailenizi, yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun..." (Tahrim: 66/6) buyruğunun nasıl yerine getirileceğini ümmetine öğretmek üzere hem kendi ailesinde uygulama örnekleri vermiş, hem de değeri zamanları aşan sözler söylemiştir: "Hepiniz çobansınız ve hepiniz sürüsünden mesuldür. Yönetici çobandır. Aile reisi erkek ailesinin çobanıdır. Kadın evin ve çocuğun çobanıdır... Hasılı hepiniz çobansınız ve sürünüzden mesulsünüz." (Buhari, Nikah, 90). "Hiçbir çocuk yoktur ki fıtrat üzere doğmasın, sonra ana-babası onu yahudi veya hıristiyan, yahut mecusi... yaparlar. Tıpkı bir hayvanın kendi cinsinden ve azası tam bir yavru dünyaya getirmesi gibi, siz onda hiçbir eksiklik görür müsünüz? Fakat kendiniz onun kulağını, kuyruğunu keser değiştirirsiniz." (Müslim, Kader, 22-25). "Çocuk yedi yaşına gelince ona namaz kılmasını telkin edin, on yaşına gelince zorla da olsa kıldırın." (Ebu Davud, Salat, 24). Malik b. el-Huveyris anlatıyor: Ben ve aynı yaştaki genç arkadaşlarım Resulullah'ın yanına gelmiş, yirmi gün kadar kalmıştık. Kendileri çok merhametli ve anlayışlı idiler, ailelerimizi istediğimizi veya özlediğimizi anlayınca geride kimleri bıraktığımızı sordular, onları kendisine bildirdik, şöyle buyurdular: "Aile ocaklarınıza dönün, onlarla beraber kalın, bildiklerinizi onlara öğretin, gerekli talimatı verin... Namazı beni kılarken gördüğünüz gibi kılın, namaz vakti girince biriniz ezanı okusun, en büyüğünüz de size imam olsun." (Buhari, Salat, 1.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
denizfeneri
Moderatör
Moderatör
denizfeneri


Mesaj Sayısı : 277
Yaş : 63
Nerden : bursa
Rep Puan : 16
Ruh Hali : Efendimiz’in aileye verdiği önem Olgun10
Kayıt tarihi : 24/05/08

Efendimiz’in aileye verdiği önem Empty
MesajKonu: Geri: Efendimiz’in aileye verdiği önem   Efendimiz’in aileye verdiği önem Icon_minitimeÇarş. Haz. 11, 2008 10:22 pm

Razı bacım çok güzel konular açıyorsun eline emeğine sağlık
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Efendimiz’in aileye verdiği önem
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Peygamber Efendimiz'in latifeleri

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
www.ahdevefa.liyiz.biz :: EĞİTİM :: Aile Eğitimi-
Buraya geçin: